Kızlık zarı, vajina bölgesinin girişinde bulunan ince ve mukoza yapılı dokuların kıvrımlı halidir. Çoğu zaman vajina girişinde bir bariyer olarak tabir edilen himenin biyolojik olarak hangi işlevleri olduğuna dair net çalışmalar mevcut değildir. Fakat toplumların yanlış yorumlarından farklı olarak, kızlık zarının vajina girişini tamamıyla kaplayan bir yapısı yoktur. İstisnai durumlar dışında orta alanında boşluk olan bir yapısı vardır ve bu boşluk sayesinde de adet kanaması dışarı süzülmektedir.
Kızlık Zarının Anatomik Yapıları
Himen yani kızlık zarı herkes için farklı bir yapıdadır. Bazı ortak özellikler çerçevesinde ayrım yapılsa da her birey için kendi has bir yapısı olduğu unutulmamalıdır. Kimilerinde kalın kimilerinde ince, kimi kişilerde daha açık kimi kişilerde ise daha kapalı durumda olabilmektedir.
Ortasında yuvarlak şeklinde bir açıklık bulunduran halka şeklindeki kızlık zarı en yaygın görülen şeklidir. Bu yapıya sahip olanlara anüler himen denmektedir.
Ergenlik dönemi boyunca yaygın olarak görülen himen yapısı ise vajinal bölgenin alt kısmında yerleşmiş bir hilal halindedir. Bu yapıdaki himenler de yarım ay ya da semilunar adını almaktadır.
Küçük deliklere sahip ve vajina girişini tamamen kapatan bir yapıya sahip olan dantelimsi himenler ise adet kanının boşalmasını zorlaştıran bir yapıya sahiptir. Kribriform olarak adlandırılan bu kızlık zarı yapısı yaygın değildir.
Kızlık zarının ortasında birden fazla şerit halinde doku bulunduran bölmeli ya da septalı olarak adlandırılan himenler de mevcuttur.
Son olarak oldukça istisnai bi durum olan tamamen kapalı, imperfore olarak adlandırılan kızlık zarı yapısı da mevcuttur. Vajinanın girişini tamamıyla kapatan bu yapı sebebiyle adet kanı dışarı atılamaz ve muhakkak cerrahi müdahale gerektirmektedir.
Kızlık Zarının Toplumsal Konumu
Kızlık zarının varlığı pek çok toplum için bekaretin simgesi olarak adlandırılır. Fakat tıbbi kaynaklara bakıldığı zaman bekaret ile kızlık zarı varlığı arasında anlamlı bir korelasyon yoktur. Bazı kadınlarda oldukça ince ve yarım ay şeklindeki kızlık zarının varlığı sebebiyle cinsel yaşantı herhangi bir şekilde zarar görmezken bazı kadınlar doğuştan kızlık zarına sahip olmadan doğmuş olabilmektedir.
Ayrıca kızlık zarının zarar görmesi için tek sebep de cinsel ilişki değildir. Uzun süreler Bisiklet kullanımı, egzersiz planındaki ağır hareketler, geçirilen kazalar da kolaylıkla kızlık zarına zarar verebilmektedir.
Toplumlar nezdindeki bir diğer yanlış bilgi de kızlık zarının zarar görmesinin muhakkak kanamaya sebebiyet vereceğidir. Kimi toplumlarda bekaret sembolü olarak evlilik gerçekleştikten sonraki gecede çarşafın kana bulanması kızlık zarının zarar görmesi ve kadının bakire olduğunu gösteren bir işaret olarak tanımlanmıştır.
Oysa ki kızlık zarı zarar gördüğünde illa kanama yaşanmayabilir. Her kadın için farklı yapıda olan kızlık zarının zarar görmesi durumunda, kadının yapısının gereği olur. Kimi zaman hiçbir kanama olmazken kimi zaman da yoğun bir kanama ve cinsel birliktelikte zorlanma yaşanabilir.
Kızlık Zarına Yapılabilen Müdahaleler
Kızlık zarının muayene edilmesi ya da dikilmesi durumları tıbbi açıdan elbette mümkündür. Fakat etik açısından oldukça tartışmalıdır. Bu konularda çalışan uzmanlar kişilerin bilinçli şekilde seçim yapabilmesi adına rehberlik yapmaktadırlar. Kişilerin bedenleri üzerindeki algılarıyla ilgili çalışmalar, toplumun baskılarının altında kalmamalıdır.
Kadın Hastalıkları Doğum Ve Tüp Bebek Uzmanı