Hormon Replasman Tedavisi
Çevresel etmeler ve genetik faktörlere bağlı olarak kadın vücudu ortalama kırkbeş yaşında östrojen hormonu salgılamayı azaltır. Östrojen hormonunun azalmasına bağlı olarak yavaş yavaş adet düzeninde değişme, adet süresi içinde kanamanın azalmasıyla yavaş yavaş menopoz dönemine doğru yaklaşılır. Menopoz öncesi bu dönem perimenopozal dönem olarak adlandırılır. Perimonopozal DÖNEM
Perimonopozal dönemde vücut, östrojen seviyesinin düşmesine bağlı olarak bazı değişimler yaşamaya başlar. Bu değişimlerin başında, sıcak basması, vajinal kuruluk ve kemik sağlığının bozulması gelir. Bu belirtiler kişilerin yaşına, vücut sağlığına, çevresel etmenlere ve genetik faktörlere bağlı olarak değişebilir. Kırk beş, elli yaşlar arasında yaşanılan bu dönem yaklaşık iki yıl kadar devam eder. Menopoz Dönemi
Bir kadın bir seneden uzun süre boyunca adet görmediğinde menopoz dönemine girmiş kabul edilir. Menopoz döneminde, perimonopozal dönemde yaşanılan semptomların yanında terleme, uykusuzluk hali, ruh hali değişiklikleri, cinsel istekte azalma şikayetleri de artmaktadır. Bu dönemde yaşanılan rahatsızlıkları azaltmak için hormon replasman tedavisi kullanılmaktadır. Sıcak Basmaları
Dünya üzerindeki kadınların perimonopozal dönemde sıcak basması şikayetiyle doktora başvurma oranı her yüz kadında yetmiş beştir. Oldukça yaygın bir semptom olan sıcak basması bir anda yüz ve vücutta başlayan ani sıcaklık yükselişidir. zaman zaman gece uykusundan dahi uyandırabilecek kadar rahatsızlık verebilir. Aile öyküsünde kalp hastalığı olan kadınların, perimonopozal ve menopoz dönemde sıcak basması şikayeti çok olduğunda mutlaka kardiyoloji kontrolünden geçmesi gerekmektedir. Kemik Sağlığının Bozulması
Perimonopazal ve menopoz döneminde, kemik sağlığının üzeirnde koruyucu etkisi olan östrojen hormonunun düşmesiyle, kemiklerin kalsiyum emilimini azalmasıyla kemik yoğunluğunun düşmesine sebep olur. Osteoporoz yani kemik erimesi riski bu dönemde oldukça yüksektir. Vajinal Kuruluk
Perimenopoza dönem ve menopoz döneminde, östroje hormon seviyesinin azalması sebeiyle zaman içerisinde vajina duvarında inncelme ve vajinada kuruluk meydana gelebilmektedir. Menopoz ile birlikte kadın doğurganlığı biter. Doğurganlığın bitmesi cinsel yaşamın bittiği anlamına gelmediği için vajinnal kuruluk ve cinsel ilişki esnasında zorlanmalar yaşanması hayatı olumsuz anlamda etkilemektedir. Ruh Hali Değişimleri
Kadın vücudu belli bi denge içerisinde ortalama olarak elli yıl geçirdikten sonra östrojen seviyesinin düşmesi, progesteron hormonunun azalması ve testesteron hormonu eviyesindeki değişimler tüm salgı bezlerini ve hormnal dengeyi etkiler. bu da kişilerde ani ruh hali değişikliklerine sebebiyet verir. Uykusuzluk
Ani gelen sıcak basmaları, terlemeler, ruh hali değişimleri ve yükselen kaygı seviyesi yanında uykusuzluğu da getirmektedir. uykusuzluk da diğer semptomların kötüleşmesine sebebiyet vermektedir. Bu kısır döngü kişilerin hayatını zaman zaman çok yorucu ve yıpratıcı hale getirebilmektedir. Biyoeşdeğer Hormon Tedavisi
Biyoeşdeğer hormon tedavisi, hormon replasman tedavisi (HRT) olarak da bilinir. perimenopozal ve menopoz dönemlerinde yaşanılan sağlık sorunlarının tedavisi, semptomların hafifletilmesi yoluyla kişilerin hayat kalitesiini artırmayı amaçlar. Biyoeşdeğer hormon tedavisi, östrojen, progesteron, testesteron gibi hormonların hasalarrra enjekte edilerek, semptomların hafifletilmesi ve iyileştirmesini hedefler. Hormon tedavisinde kimi zaman doğal kimi zaman da sentetik hormonlar kullanılmaktadır. Tedavi esnasında kullanılacak olan hoormonun hastanın vücuduna uygun olmasaı adına bu karar doktor ve hasta arasında ortak mutabakla verilir. Hastanın yaşı, kendisin ve ailesinin geçmiş tıbbi öyküsü, hastanın çevresel faktörleri gibi pek çok değişiken, sentetik ya da doğal hormon kullanılacağına ve tedavinin nasıl ilerleyeceğine etki etmektedir. Tedavi, lokal ya da sistemik olarak planlanabilir. Yalnızca vajinal kuruluk şikayeti olan hastalar için kremler verilebilir. Bu planlama hastaya ve hastanın şikayelerine göre değişebilir. sistemik tedavi içiinde östrojen hormonu ve progesteron hormonunun- yalnızca östrojen hormonu alındığında rahim duvarında kalınlaşma meydana geldiği için östrojen ve progesteronun beraber kullanılması gerekir- vücuda dahli iki farklı şekilde olur. Sistemik tedavinin ilk yöntemi siklik tedavi yöntemidir. Burada östrojen hormonu günde, progesteron hormonu belirli günlerde alınır. İkinci yöntemi ise sürekli tedavidir. Burada da östrojen ve progeston hormonu her gün beraber alınmaktadır. Menopoz sonrası dönemde oluşan her kanamada muhakkak doktor ile görüşülmeli ve endometrium kanseri açısında değerledirilmelidir. Biyoeşdeğer Hormon Tedavisinin Faydaları
Biyoeşdeğer hormon tedavisi perimenopozal dönem ve menopoz döneminin etkilerini oldukça azaltmaktadır. Kemiklerde östrojen hormonunun koruyucu etkisini geri getirmesi sebebiyle osteoporoz riskinin azlmasını sağlar ve kemik sağlığını iyileştirici etkisi vardır. Menopoz döneminde değişen hormon dengesi ile vücut elastikiyetini kaybetmeye başlar. bu da ciltte buruşma, kırışıklık, sarkma ve kuruluk şikayetlerini beraberinde getirir. Hormon tedavisi ile östrojen hormonunun vücuda geri salınımı vücut elastikiyetin artırarak cilt ve saç sağlığının iyileştirilmesine yardımcı olur. Perimenopozal dönem ve menopoz döneminde östrojen seviyesinin düşmesiyle oluşan vajinal kuruluk, kadınların devam eden cinsel hayatlarını olumsuz yönde etkilemektedir. biyoeşdeğer hormon tedavisi ile vajinal kuruluk hızlı bir şekilde çözülebilir. Biyoeşdeğer Hormon Tedavisinde Oluşabilecek Riskler
Tıp dünyasının tamamında olduğu gibi Biyoeşdeğer hormon tedavisinin de bazı riskleri bulunmaktadır. Kişinin ve ailesinin tıbbi öyküsü, sahip olduğu şikayetleri ve çevrsel faktörleri göz önüne alınarak, nerede ve hangi planla tedavi alacağı konusu uzman doktoruyla yapılacak görüşmeye göre belirlenmelidir. Dünya standartlarına uyum sağlayarak FDA tarafından onaylanmış olan biyoeşdeğer hormon tedavisi, insan vücuduna uyumlanması en kolay olay ve verimliliği en yüksek olacak şekilde kişilere göre ayarlanmaktadır. Fakat elbette ki bazı riskleri mevcuttur. Özellikle pıhtılaşma sorunu, kardiyovasküler hastalığı, meme kanseri ve felç öyküsü olan hastaların çok daha dikkati ve titiz bir incelemeden geçtikten sonra biyoeşdeğer hormon tedavisine yönelmesi gerekmektedir. Hormon tedavisiyle ilgili en çok merak edilen sorulardan biri; hormon tedavisinin kilo alımına etkisi ne olur? Hormon tedavisiyle vücudun hormon dengesi değişeceği için tedaviye başladıktan sonraki bir kaç ay içerisinde kilo alımı olabilmektedir. Ancak bu kilolar vücudun hormonal dengesinin değişmesinden kaynaklanan ödem olmaktadır çoğu zaman. Bir kaç ayın sonunda, vücut hormonal dengesin alıştığında bu ödem çoğunlukla ortadan kaybolmaktadır. Bazı kişilerde ise hormon tedavisi kontrolsüz kilo alımını düzenleyebilmektedir. Bu açıdan bakıldığında hormon tedavisi esnasında kilo alımı, kişiden kişiye değişebilecek bir durumdur. Bunun yanında hormon tedavisi gören kişilerin hayat tarzında sağlıkla değişimler yapması oldukça önemlidir. Artık kadın vücudu başka bir evreye geçtiği için, bu yeni evrenin sağlıklı ilereyebilmesi için düzenli hafif egzersiz ve zararlı alışkanlıklardan uzaklaşma ve uyku düzeninin düzenlenmesi yalnız tedavi dönemi için değil ileri dönemlerde de sağlıklarını azami derecede koruyabilmeleri için oldukça önemlidir. Özellikle ilk dozun ardından görmede bulanıklaşma, halsizlik, vücut ve yüz tüylerinde kalınlaşma ve artma, baş ağrısı, memelerde şişkinlik ve hassasiyet, vücut krampları, ara kanama ve lekelenme, ruh halinde dalgalanma ve şişkinlik gibi yan etkiler görülebilir. Bu yan etkiler vücudun ilaca ve yeni dengeye alışma sürecinde ortaya çıkabilecek yan etkilerdir. Vücut hormonal dengeye ulaştıkça ve tedaviye alıştıkça yavaş yavaş azalarak bütecektir. Yine de bu yan etkilerin bir veya birkaç tanesine sahipseniz mutlaka doktorunuzu haberdar etmelisiniz. Bunların dışında vücudunuzda fark ettiğiniz herhangi bir değişiklik ve yan etki olursa doktorunuza muhakkak haber vermeli ve kontrollerinizi ihmal etmemeniz önemlidir.